Gerçek aşk, bir şans oyunu mudur? Ya da şans oyunları gibi hayali bile mutlu etmeye yeten bir rüya mı? Belki de şans oyunlarının ardındaki cazibe, gerçek aşkın da temel dinamiğini işaret ediyor: Belirsizlik. Bir insanın kalbini kazanmak, milyonlarca olasılık arasından bir piyango biletine yatırılan umut gibi, ince bir ihtimaldir. Ama o piyango kazanıldığında ya da o gerçek aşk bulunduğunda, hayatı tamamen değiştirir.
İşte bu nedenle, gerçek aşk fikri insanlara çekici gelir. O kadar ki, bunu hayal etmek bile mutluluk verebilir. Birinin hayatına o özel kişiyi düşlemek, ona dair hayaller kurmak, aslında insanın kendi benliğini iyileştirme çabasına benzer. Aşık olma fikri, hayatta daha anlamlı bir yola yönlenme arzusudur. Ancak bu yolun sonunda çıkılabilecek doruk, kazanılması zor bir zirvedir. Bu yolda cesur olmak gerekir.
Peki ya bu "cesur olma" hali, şans oyunlarıyla gerçek aşk arasındaki en büyük farkı oluşturuyorsa? Şans oyunlarında ihtimal hesapları ve tamamen kontrolümüz dışı faktörler varken, aşta kontrol çoğu kez bizim ellerimizdedir. Sevgiye yatırılan emek, şans oyunlarındaki gibi rastgele bir talihğe değil, bilinçli bir tercih ve çabaya dayanır. Aşık olmak, bir piyango biletine sahip olmaktan daha fazlasıdır. O biletin değerini anlamak, onu korumak ve sürekli üzerinde çalışmak gerekir.
Ne var ki, bazen insanlar aşkın sadece tutku ve romantizmden ibaret olduğunu düşünür. Bu, aslında bir serap yaratır; tıpkı bir piyango biletinin size milyonlar kazandıracağına olan inancınız gibi. Gerçekte ise aşk, hayal edilen o çılgın romantik anlardan daha fazlasıdır. Uzun vadeli bir bağlılık, güven, empati ve zamanla gelişen bir bağı içerir.
Ayrıca, gerçek aşkın insanları nasıl dönüştürebileceğine dair bir gerçeklik vardır. Aşık olunduğunda, bencilce arzular yerini paylaşıma, kıskançlıklar yerini karşılıklı anlayışa bırakabilir. Aşk, bir insanın kendini daha iyi bir versiyona dönüştürmesi için bir ilham kaynağıdır. Birini sevmek, aynı zamanda kendi kusurlarını kabul etmek ve başka birinin kusurlarına alan açmak anlamına gelir. Bu, her zaman kolay olmasa da, son derece değerli bir yolculuktur.
Gerçek aşk, toplumsal düzlemde de çok derin izler bırakabilir. Çiftlerin kurdukları güven dolu bağlar, topluma da olumlu bir enerji yayar. Birbirini gerçekten seven insanların kurduğu aileler, daha sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştirir. Bu bireyler, başka insanlarla olan ilişkilerinde de sevgi ve anlayışı temel alarak hareket eder. Yani gerçek aşk, bireysel bir mutluluktan daha fazlasıdır; toplumsal bir iyileşme aracıdır.
Yine de şöyle bir gerçek var: Gerçek aşk bir kez bulunduktan sonra, şans oyunlarının verdiği mutluluğun çok ötesine geçebilir. Milyonları kazanmak, elbette ki bir insanın hayatını değiştirir; fakat gerçek aşk bir kalbi değiştirir, hayatı bir anlam dünya haline getirir. Bu nedenle, aşkı bulma şansı ne kadar az olursa olsun, insanlar bu maceraya atılmaktan hiç korkmazlar.
Sonuç olarak, şans oyunları gibi aşk da hayali bile insanı mutlu eden bir olgudur. Ancak aralarında küçük bir fark vardır: Şans oyunları kazanıldığında sona erer; gerçek aşk ise kazanıldığında başlar. O nedenle, bu şans oyununu oynarken cesur olun, çünk tüm hayallerinizi gerçek kılacak bir piyango biletine sahip olabilirsiniz. Gerçek aşkı bulduğunuzda, onun hayatınızda yaratacağı mucizeleri anlamak ve bu bağı korumak için her şeyi yapmaya değer. Ahmet Tekin